-
Savaş Sonrası Yeniden Yapılanma
2. Dünya savaşı sonrası imzaladığı 1 Subat 1947, Paris Anlaşması ile kendisine ait sınırlarda çok ciddi sınırlamalar getirilen, dolayısı ile harap ve sakat bırakılan yeni İtalya Cumhuriyeti, maddi ve manevi moral gibi bir çok problemi göğüslemek zorunda kalmıştı. Büyük bir çaba harcayarak mücadele vermeyi başaran İtalya, bir kaç yıl içerisinde olağanüstü neticeler üretmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinin Marshal Planı gereğince yardımda bulunduğu, Almanya'nın ve Turkiye'nin de içerisinde bulunduğu Avrupa ülkeleri arasında bulunan İtalya, büyük oranda bir yardım almasına rağmen, bu yardımın önemli bir bölümünü, ülkenin içerisinde bulunduğu anlaşmazlıklar nedeni ile ağır bir
şekilde tahrip etmiştir.
1948 yılından itibaren iktidara gelen hükümetler, ülkenin yeniden inşası ve ekonomik gelişmeyi sağlama politikalarını yürütmüşlerdir. 1948 seçimlerinde parlamentoda çoğunluğu elde eden Democraziana Cristiana, enflasyona karşı başlattığı savaşı, endüstrinin yeniden canlanması için gerekli olan planları (en önemlisi; demir ve çelik endüstrisinin gelişmesini sağlayan Senigallia Planı) uygulamaya koyarak programına devam etmiştir.
''Cassa per il Mezzogiorno'' olarak adlandırılan Güney İtalya'nın Geliştirilmesi Fonu sayesinde, Güney Bölgelerin ekonomik açıdan ve her şeyden önemlisi tarım alanında gelişmesi için ihtiyacı olan (karayolu, kanalizasyon, hizmetler gibi) önemli inşaatların yapılması gibi bir dizi olağanüstü müdahaleleri devreye koymuştur. Yüzyıllardır aynı tarım aletlerini kullanan Güney için önemli bir tarım reformu kaçınılmazdı. Eskisinden daha büyük oranlarda yeni bir göç dalgası, bu defa deniz aşırı ülkeler yerine endüstri alanlarında ''boom'' yaşayan ve savaş sonrası insan gücüne ihtiyacı olan Almanya, Fransa, Belçika, Ingiltere, İsviçre gibi İtalya'ya yakın Batı Avrupa ülkelerine yönelmişti. Fakat, savaş
sonrası kendisini hızlı bir şekilde toparlayan ve bireysel emeklerle kurulan endüstrisinde büyük gelişmelerle ekonomik mucizeyi yaşayan İtalya'nın kuzeyindeki Piemonte, Lombardia ve Liguria bolgelerine hareket eden nüfus yoğunluğu oldukca fazla idi. Bu olay, ulusal milli gelirin yükselmesine ve ülkenin sosyal ve ekonomik açıdan çok derin ve radikal anlamda değiştiği anlamına gelmekteydi.
1960'ların başında bile, çalışan nüfusun çoğunluğu endustri sektöründe bulunmakta, tarım sektöründe çalışanların sayısı hızla düşmekte ve hizmet sektörü ise genişlemesini sürdürmekte idi. Diğer Avrupa ve Kuzey Amerika ile birlikte Birleşmiş Milletlere, ve askeri ve ekonomik ittifaklara üye olarak kendisini uluslararası camia içerisine koymayı başaran İtalya, coğrafi konumu ve tarihi ve kültürel zenginliği nedeni ile itibar ve prestijini yeniden kazanmayı başarmıştır.
|